****** ölümünden bir buçuk yıl önce III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi eliyle matematik kitabı yazmıştır. A.Dilaçar anlatıyor:"1936 yılı sonbahırında bir gün ****** beni özel kalem müdürü Süreyya Demir'inyanına katarak Beyoğlu'ndaki Haset Kitapevine gönderipuygun gördüğümüz Fransızca Geometri kitaplarından birer tane aldırttı.Bunları ******'le beraber gözden geçirdikten sonra ben ayrıldım ve kış aylarında ****** bu eser üzerinde çalıştı.Geometri kitabı bu emeğin ürünüdür." A.DİLAÇAR Geometri adını taşıyan bu kitapta bu adın hemen altında şu kayıt vardır."Geometri öğretenlere bu konuda kitap yazacaklara klavye olarak Kültür Bakanlığınca neşredilmiştir." ****** ,Sivas Kongresi'nin toplandığı Sivas Lisesi'ne Lise Müdürü ve Matematik Öğretmeni Ömer Beyga ve baş yardımcısı ,Felsefe Öğretmeni Faik Dranas ve öteki ilgililerle kongre salonuna gitmişlerdir.Burada önce 4 Eylül 1913 tarihi kongrenin toplandığı kongre salonunuve özel odasını gezmişlerdir. Sonra o okulda 9/A sınıfına Geometri dersine girmiştir.Bu derste bir kız öğrenciyi tahtaya kaldırmıştır.Tahtada çizili iki koşut çizginin başka iki koşut çizgi ile kesişmesinden oluşan açıyı Arapça adlarıyla söyletmekte zorlanır ve yanlışlık yapar.Bu durumda ****** tepkisini ,"Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle öğrenciye bilgi verilmez.Dersler Türkçe yeni terimlerle anlatılmalıdır"der.Ve tebeşiri eline alıp tahtada çizimlerle "Zaviyenin = Açı" , "Alanın = Kenar" ,"Müsellenin = Üçgen" karşılığı gibi Türkçe yeni terimleri kullanarak bir takım geometri konularını ve bu arada Phthagoros terimini anlattı. 13.11.1937 Sivas Lise'sinde Geometri dersinde ****** dilimizde karşılığı ,"koşut" olan "Muvozi" kelimesinin yerine kullanıldığı ,"paralel" teriminin kökenini açıklarken Orta Asya'daki Türklerin ,kağnının iki tekerleğinin dingile bağlı olarak duruş biçimine "Para" adını verdiğini anlattı.****** bu derste aynı zamanda ders kitaplarının bir kaç ay içinde Türkçe terimlerle yazılıp bütün okullara ulaştırılmasını emir buyurdu.Yeni Türkiye'de çocukları en hakiki ve eşsiz bir baba şevkatiyle seven ve aynı zamanda çocukları seven ve aynı zamanda çocukları sevenleride yüksek himayeleri ile talfif buyuran Türk'ün ve bütün Dünya'nın en büyük adamı 15 Kasım 1937 mini minilerle Diyarbakır valisi Mithat Altınok'un yavrularıyla çok yakından ve dakikalarca meşgul olmak iltifatında bulundu.İlkokulda okuyan küçük Nurhan'a çeşitli sorularda sordu ona yeni şeyler öğretti.******'ün bu yavruya öğrettikleri arasında büyükleride ilgilendiren çok Riyaziye(matematik) Hendese( geometri) eski terimiyle eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde ,bunun terim düzeni çok ağdalı ve çarpışıktı.Arapça ile Farsça okul programından kaldırılmış,fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştı.Örneğin Müsellesi mütesaviyül adla (Eşkenar Üçgen) çözümlemeli olarak hangi öğrenci anlayabilirdi.Müsselles'in kökü selone Mütesavi'nin kökü siva Adla'nın tekilıde dildir.