Türkçemizin Dünya Dilleri Arasındaki Önemi
Linkleri gorebilmek icin uye olmalisiniz ve mesaj yazmalisiniz(mesaj yazdiktan sonra sayfayi yenileyiniz.).Uye olmak icin Tiklayiniz.
DİLİN MAHİYETİ
1.TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ VE KONUŞULDUĞU YERLER
HAZIRLIK
Türk dili, dünyada en çok konuşulan diller arasındadır. Balkanlardan Asya’nın doğusuna kadar uzanan geniş bir alanda Türkçe konuşulmaktadır. Türkçe konuşanların sayısını merak edip öğrendiniz mi?
Bilim adamları yeryüzünde üç bine yakın dil bulunduğunu tespit etmiştir. Bu dillerin hepsi, birbirinden bağımsın olarak mı doğup gelişmiştir? Yoksa aralarında akrabalık var mıdır?
Türkçe sadece Türkiye’de konuşulan bir dil değildir. Sınırlarımızın dışında da Türkçenin konuşulduğu ülkeler vardır. Hangi ülkelerde Türkçe konuşulmaktadır?
Türkiye’den başka, resmi dili Türkçe olan devletlerin adlarını öğreniniz.
Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Tarihin en eski dönemlerinden beri var olan bir ulusuz. Bu yüzden, dilimiz hem konuşma dili hem de yazı dili olarak gelişmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
Türkçe, yeryüzündeki diller arasında Ural-Altay dil grubu içinde yer alır. Altay dilleri içinde Türkçenin yanı sıra Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Korece ve Japonca girmektedir.
Türkçe, yeryüzünün birçok bölgesinde yaygın olarak konuşulmaktadır.
Yeryüzünde ne kadar kavim varsa o kadar da dil vardır. Son araştırmalara göre dünyada 2700 dil bulunmakta, bu sayı dillerin lehçeleriyle birlikte 5800’e kadar ulaşmaktadır.
Türkçemiz, dünyada en çok konuşulan beş dilden biridir. 1989 yılı rakamlarına göre yeryüzünde 142,500,000 kişinin Türkçe konuştuğu sanılmaktadır. En çok konuşulan diller arasında ise Çince, Hintçe, İngilizce, İspanyolcadan sonra Türkçe gelir.
En eski yazı dillerini şöyle sıralayabiliriz :
1. Çince
2. Hintçe
3. Türkçe
4. Arapça
5. Farsça
Türk ulusu, bugün dünyanın çeşitli yerlerinde varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle çok geniş bir alanda Türkçe konuşulmaktadır. Dilimizin konuşulduğu yerlerin yüz ölçümü yaklaşık 11.000.000 km2dir.
Moğolistan, Çin, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Irak, Suriye, Kuzey Kıbrıs, Türk Cumhuriyeti, Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan, Bosna Hersek, Romanya ve Polonya’da Türkçe konuşulmaktadır.
Türkçenin konuşulduğu yerler, doğuda Moğolistan ve Çin içlerinden içlerinden, batıda Sırbistan’a; kuzeyde Sibirya’dan, güneyde Irak’a, Lübnan sınırlarına ve Kıbrıs içlerine kadar uzanır.
UYGULAMA
1. Türkçenin, dünya dilleri arasındaki yerini belirtiniz.
2. Türkçenin konuşulduğu yerleri yazınız.
3. Türkçenin geniş bir coğrafyada konuşulmasının sebeplerini söyleyiniz.
4. Dilimizi daha geniş alanlarda kullanılır duruma getirebilmemiz nasıl mümkün olur?
1.BÖLÜM
2.KONUŞMA DİLİ, YAZI DİLİ VE ÇEŞİTLİ YÖNLERİ
HAZIRLIK
İnsanlar sürekli olarak iletişim halindedir. Sözün yanında, beden dili de denilen jest ve mimikler; düşüncelerin, duyguların anlatımına yardımcı olur.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle yazı dil arasındaki sıkı bir ilişki vardır. Çünkü yazı dilinin gelişimi, toplumun eğitim düzeyi ve okuryazar sayısıyla doğrudan ilgilidir.
1. Konuştuğunuz gibi mi yazıyorsunuz? Konuşma dilindeki hataların yazı diline yansıtılmasının dil bilgisi yönünden sakıncaları var mıdır? Belirtiniz.
2. Duygu ve düşüncelerinizi konuşarak mı yazarak mı daha rahat anlatıyorsunuz? Niçin?
DİL
Dilin insan hayatındaki başlıca rolü, bilgiyi başkalarına nakletmek, böylece bir anlaşmaya varmaktır. Çocuk; (öğrendiği itiyatlar ve dil sayesinde ailesinin bir uzvu hâline gelir.) Ailede, okulda, sokakta öğrendiği kelimeler ve bilgileriyle aile çevresini aşarak toplum hayatının içine girer.
Dil sayesinde bir milletin yüzyıllar boyunca edindiği bilgi nesilden nesiler aktarılır. Konuşma dili; tabirleri, atasözleri, nükteleri, teşbih ve istiareleri ile şifahi bir kültür hazinesidir. Bundan dolayı okuma yazma bilmeyen insanlar dahi sadece konuşma içinde taşıdığı kültür sayesinde muayyen bir seviyeye ulaşırlar. Okuma yazma bilmeyen Türk halkının bir sağduyuya, bir hayat görüşüne sahip olması konuşma dilinin zenginliğinden ileri gelir.
Fakat yazı dili ve onun mahsülü olan kitap şifahi kültürden çok daha zengin ve emin bir kaynaktır. Kitap okuyan bir insanın bilgisi kadar, konuşması da başka türlü olur. Kitap okuyanlar kitaptan hayata bir sürü kelime naklederler.Bir memlekette kitap kültürü ne kadar zenginse günlük konuşma da o kadar zengin olur. İlim adamı köylü gibi konuşmaz ve düşünmez. Onun dili ve kafası okuduğu kitaplara göre şekillenmiştir. Bu bakımdan sadece şifahi kültüre sahip olanlar arasında, konuşma tarzında de kendini gösteren bir hayat görüşü farkı belirir. Mehmet KAPLAN
(Büyük Türkiye Rüyası, s.247)
Kelimler
İstiare: Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını geçici olarak kullanma.
Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri.
Şifâhi: Ağızdan, sözlü.
Tabir: Deyiş, terim, deyim.
Teşbih: Benzetme.
KONUŞMA DİLİ – YAZI DİLİ
Dil, konuşma dili ve yazı dili olmak üzere ikiye ayrılır.
Konuşma Dili
Konuşma dili, günlük yaşantımızda kullandığımız dildir. Karşılıklı konuşmalarda dil kurallarına uyulmadığı görülebilir. Çünkü dil bilgisi kurallarına uygun konuşmayı plânlayacak zaman yoktur.
Konuşmada ses tonundan ve vurgulardan yararlanılır. Ayrıca jest ve mimikler de karşımızdaki kişiyle anlaşmamıza yardımcı olur.
Konuşma dili, konuşulduğu yer bölgelere göre farklılıklar gösterebilir; ancak bu farklılıklar yazıya yansımamalıdır.
Yazı Dili
Yazı dili, yazılı anlatımda kullanılan dildir.
İstanbul ağzı Türkçenin yazı dili olarak benimsenmiştir. Bir ulusun kültür ve edebiyat dili, aynı zamanda yazı dili ortaktır ve devlet dilidir.
Atalarımız tarih boyunca dört alfabe kullanmıştır. Başlangıçta Göktürk ve Uygur Alfabesi, İslamiyetin kabulünden sonra ise Arap alfabesi benimsenmiştir.******’ün önderliğinde, Arap alfabesi kaldırılarak yerine Türkçeye uygun olan Latin alfabesi kabul edilmiştir (3 Kasım 1928).
Diller, kendi içlerinde birtakım ait kollara ayrılır : Ağız, şive ve lehçe.
a. AĞIZ: Bir dilin bölgelere göre değişen söyleyiş özelliğine ağız denir. Türkçe, konuşulduğu yere göre farklılıklar gösterir. Örneğin; Trabzon’da konuşulan Türkçe ile Denizli’de konuşulan Türkçenin kullanımı aynı değildir.
Kitle iletişim araçlarının (televizyon, radyo gibi) çoğalması, ağız farklılıklarını azaltmaktadır. Ulaşımın kolaylaşması, ekonomik ve kültürel seviyenin artması da bu azalmaya katkıda bulunmaktadır.
Kars ağzı örneği: Ondan biz gece gahdık. Osmannı içine, gece bizi aldı gaşdılar. Gaşdığımız kimi yollarda az galdı tüenginen bizi dolandırdılar. (A. Bican ERCİLASUN)
b. ŞİVE: Bir dilin ses ve şekil farklılıkları içeren söyleyiş özelliğine şive denir. Türkçede, Orta Aysa’dan bu yana yirmiden fazla şive oluşmuştur: Kırgız, Kazak, Azeri, Özbek, Türkmen, Türkiye Türkçesi gibi.
Ayrı ağızdan konuşan insanların anlaşmaları daha kolay, ayrı şiveleri konuşanların anlaşmaları daha zordur.
Örnek:
Ahvalingiz neçük? Nasılsınız?
Özbek Türkçesi Türkiye Türkçesi
Düşeceğim İneceğim
Azeri Türkçesi Türkiye Türkçesi
(Azeri Türkçesi)
Heyder Baba kehliklerün uçanda
Kol dibinden dovşan kalhub gaçanda
Bahçalarun çiçeklenüb açanda
Bizden de bir mümkün olsa yad ele
Açılmayan ürekeleri şad ele
ŞEHRİYAR
c. LEHÇE: Bir dilin, bilinmeyen devirlerde kendinden ayrılmış, çok büyük farklılıklar gösteren koluna lehçe denir.
Yakutça ve Çuvaşça, Türkçenin lehçelerindendir.
Yakutçadan örnek:
“İti kurduk munın munnan ereyin ereydien ıppıkın körön baran, töröppüt oğalah kisi süreğim asımmat sanam haytah hambanet bu ol uogay.” (Böylece bu kadar işkence yapıldığını gören ana yüreği nasıl acımasın ve aklını oynatmasın).
Anayasamızın 42. Maddesi:
Eğitim ve öğretim, ****** ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimin ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. Özel, ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir. Devlet, maddi imkandan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımı yapar. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçe’den başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dili olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı dil ve yabancı dil ile eğitim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir.