Dil, bağımsızlık ruhunun, kimlik ve milli benlik bilincinin, onur ve özgüven duygusunun temelini oluşturur. “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen ******, halkımızın kimlik, kişilik, onur ve özgüveni üzerinde bir çok sözüyle bilhassa durdu.
******’e göre bir ülke ancak her şeyiyle bağımsız olabilirdi. Her şeyiyle bağımsızlıktan kasıt siyaset, hukuk, teknik, bilim, eğitim, sanat, tıp, kültür ve edebiyat gibi hayatın bütün yüzüdür. Bunun başında da dil gelir, Türkçe gelir. ****** “Türk Kimliğini” Türkçe ile tanımlamıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki temel dâvânın; Türkçe’yi, Türk kültürü ve kimliğini yabancı boyunduruklardan korumak olduğunu defalarca dile getirmiştir. ******’ün bu konudaki sözlerinden de anlıyoruz ki Türk eğitiminin, eğitimciliğinin dili, sadece ve sadece Türkçe olmalıdır.
****** bu konuda neler diyor:
“Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene.” (Çok ünlü sözün birinci kısmı da budur!).
“Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.”
“Türk milleti demek Türk Dili demektir. Türk Dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlâkının, menfaatlerinin kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk Dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”
“Ülkelerini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
“Kat’î olarak bilinmelidir ki Türk milletinin millî dili ve millî benliği bütün hayatında hâkim ve esas olacaktır.”
“Batı dillerinden hiçbirinden aşağı olmamak üzere, onlardaki kavramları anlatacak keskinliği, açıklığı haiz Türk bilim dili terimleri tesbit edilecektir.”
“Millî eğitimin ne demek olduğunu bilmekte hiçbir tereddüt kalmamalıdır. Bir de millî eğitim esas olduktan sonra onun lisanını, usulünü, vasıtalarını da millî yapmak zarureti münakaşa edilemez.”
“Türlü bilimlere ait Türkçe terimler tesbit edilmiş, bu suretle dilimiz yabancı dillerin tesirinden kurtulma yolunda esaslı adımını atmıştır. Bu yıl okullarımızda tedrisatın Türkçe terimlerle yazılmış kitaplarla başlamış olmasını kültür hayatımız için mühim bir hâdise olarak kaydetmek isterim.”
******’ün Türk bilimci ve eğitimcisine şu vasiyeti:
“Bakınız arkadaşlar, ben belki çok yaşamam. Fakat siz, ölene dek Türk gençliğini yetiştirecek ve Türkçe’nin bir kültür dili olarak gelişmeye devamı yolunda çalışacaksınız. Çünkü Türkiye ve Türklük, uygarlığa ancak bu yolla kavuşabilir.”
( ******’ün sözlerinin kaynağı ve ilâve bilgiler için: Bkz. Oktay Sinanoğlu, “****** ve Türk Bilim Dili”, Bilim ve Teknik , sayı 59, sff. 8-11, Ekim 1972).
“Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz” (Söylev ve Demeçler, C. I, S. 311)
Unutulmamalıdır ki, Devletimizin birinci görevi -Anayasa’da da belirtildiği gibi- Türk adının, kimliğinin, onun için de Türkçe’nin ilelebet yaşamasını sağlamaktır. Çünkü varolma savaşında hiç ihmal edilmeyecek tek cephe bu.